Beni Kimler Kimler Sikti – 5

Ertesi sabah zor uyandım. Dün yaşananlar beni sarsmıştı. Özellikle Funda’nın intikamı acı olmuştu. Resmen kadınlığıma hakaret edilmiş gibi hissediyordum. Bu gün birşeyler yapmalıydım, yoksa bunalıma girecektim. Soğuk bir duş aldım, sonra üzerime sabahlığımı giyerek evi toplarlamaya başladım. Etraf darmadağındı. Dün gece evde yaşanan seks partisinin izleri belli oluyordu. Dağılmış eşyalar, yırtılmış çamaşır ve sutyen parçaları her taraftaydı. Hepsini toparlayıp çöpe attım. Sonra mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım. O sırada kapı çaldı…

Gelen, kapıcının oğlu Ahmet idi, çöpleri almaya gelmişti. Kapıyı açtığımda, dizlerimin iki karış üstünde biten sabahlığımla beni görünce gözleri parladı. “Merhaba Tuğçe Hanım, çöpleri almaya geldim!” dedi. Ben de, “Bekle, mutfaktan getireyim!” dedim. Ben mutfağa yürüyüp çöpleri almak için eğildiğimde, arkama kadar yaklaştığını bilmiyordum. Bana arkadan dayarken, “Dün çok tatlıydın, bu gün yine öylesin!” dedi. Bu günkü işlerimi hatırlayarak, “Hayır, bugün olmaz!” deyip döndüm. Bir anda belime sarılarak beni tezgaha yapıştırdı. Elinden kurtulmak için uğraşıyordum, ama başaramadım. Ona, “Bırak beni hayvan, bu gün istemiyorum dedim sana!” diye bağırdım. “Ama ben istiyorum!” dedi, saçımdam tutup beni aşağı eğdi. Fermuarını indirip yarağını ağzıma dayadı.

Yalamayı reddettiğimde çok sinirlenmişti, “Görürsün sen şimdi orospu!” dedi. Beni kaldırdığı gibi tezgaha domalttı ve amıma tükürerek ıslattıktan sonra yarrağını sokup yavaş yavaş sikmeye başladı. Direnmeye çalıştım, sabah sabah sikilmek istemiyordum, ama beni dinlemiyor ve devam ediyordu. Gittikçe hızlanarak köklemeye başladı. Bir taraftan da böğürüyor, “Ohhh, nefis amın var, nefisss!” diyordu. Açıkçası dün kırılan kadınlık hissim yeniden uyanmaya başlamıştı, Ahmet te çok güzel köklüyordu. Zevk almaya başlamıştım. “Bekle lütfen!” diye yalvardım. Beni dinlemiyordu. “Yavaş yap nolur!” dedim. Ama hiç yavaşlamadı. Belimden sıkıca tutmuş ve beni kendine çekerek hızla amıma geçiriyordu. Mutfak, kasıklarının popoma çarpma sesiyle dolmuştu…

5 dakika sonra ben orgazm oluyordum bile, “Ohhh, iyice kökle, geçir bana erkeğim, offf, uçur beni!” diye inlemeye başladım. Orgazm olurken kendimi koyvermiştim, acayip zevk alıyordum. Bir süre sonra o da, “Geliyorum orospu!” diye bağırdı. Altından kaçmaya çalıştım, ama o beni daha da sıkı tutarak içime döllerini akıtmaya başladı. Boşalırken defalarca kasıldı, en sonunda dölleri am dudaklarımın kenarlarından bacaklarıma süzülüyordu. Ben derin derin nefes alıyor ve tezgahtan doğrulamıyordum. Bana, “Bir gün seni bizim evde de sikeceğim, çok zevk alacaksın!” dedi ve yarağını amımdan çıkardı. Fermuarını çekip gitti, sonra dışkapının kapanma sesini duydum. Yorulmama rağmen kendime güvenim geri gelmişti.

Tezgahtan anca bir iki dakika sonra doğrulabildim. Gidip bir duş daha aldım. Evden çıkma vaktim gelmişti. Altıma beyaz saten etek ve jartiyer siyah çorap giymiştim. Üstüme de siyah bir gömlek giyip, göğüslerimi şişiren siyah sutyenimi giydim. Eteğim dizlerimin üstündeydi, mini değildi, ama oturunca biraz dikkatsiz davranırsam jartiyer çorabının baldırlarımda bittiği yerdeki dantelleri görünüyordu. Evden çıktım bir taksiye atladım. Arka koltuğa geçip bacak bacak üstüne attım. Eminim ki baldırlarımın çıplak yerleri görünüyordu. Taksici arkasını dönüp bacaklarıma bakarak, “Nereye?” diye sordu. Gülümseyerek, “Şişlideki AVM’ye!” dedim. Yol boyunca taksici aynadan bacaklarımı kesti durdu. Bu çok hoşuma gitmişti. Sonunda yine kendimi bulmaya başlamıştım.

Taksiyle giderken bu gün yapmam gerekenleri düşünmeye başladım. Bu gün öğleden sonra özel ders verdiğim öğrencinin evine gitmem gerekiyordu. Ama önce gidip alışverişimi tamamlamam gerekiyordu. Çünkü dün otobüsteki yaşlı amcaya numaramı vermiştim. Amca cesur hamleler yapmıştı, ödülünü vermeliydim 🙂 Alışverişe de bu yüzden çıktım, çünkü yaşlı amca evime geldiğinde beni süper bir şekilde hazırlanmış görmeliydi. Onun için dün Funda’nın benden arakladığı ve kullandığı eteği giyecektim. Ama kim bilir o etek şimdi neredeydi. Dün gece Funda beni evde yalnız bırakarak iki Rockçu çocuğu da yanına alıp kimbilir nerelere gitmişti. Kim bilir o etekle daha kaç kere kendisini siktirmişti şu ana kadar. Düşündükçe sinirleniyordum…

Taksici, “Geldik!” dediğinde, gülümseyerek ona parasını verdim ve taksiden indim. Tam yürüyecektim, taksici, “Paranızın üstünü unuttunuz!” diye seslenerek beni çağırdı. Ön yolcu kapısının camını açmış para üstünü uzatıyordu. Ben de ön cama eğildim ve içeri uzanarak paramı aldım. Gülümseyerek, “Teşekkürler!” dedim ve göz kırptım. O sırada kısalmış olan eteğim Şişli’nin göbeğindeki alışveriş merkezinin önünde onlarca erkeğe manzara oluşturmuştu. Umursamadım. Kıvırtarak AVM’nin kapısından içeri girdim ve mağazaları dolaşmaya başladım. Bir iki saat sonra kendime bir tane Lise eteğine benzer pileli ekoseli kısa bir etek, iki sexy çorap ve birkaç bluz aldım. Bluzların hepsi göğüs dekolteliydi. Sonra bir ayakkabı almak için bir ayakkabı mağazasına girdim.

Salınarak yürüyor ve ayakkabılara bakınıyordum. Yanıma genç ve yakışklı bir tezgahtar geldi. İstediğim ayakkabıların numaralarını getirmeye başlamıştı. Bir tane çizme beğenmiştim, dizimin üstünde biten parlak deriden bir çizmeydi. Çocuk numarayı getirince, ona, “Bana yardım eder misiniz, tek başıma giyemem!” dedim. “Tabii ki!” dedi. Ben koltuğa oturduğumda, eteğim yine kısalarak baldırlarıma kadar çıktı. Çocuk gözlerini hemen bacaklarıma dikmişti. Gülümseyerek ona baktım ve “Giydirin!” dedim. Topuklarımdan tutarak çizmeyi giydirmeye başladı. Dizlerime kadar eliyle çıktı ve çizmenin hepsini giymiştim. Diğerini de giydirirken bacaklarımı hafif araladım. Çocuk tam önümde yere çöktüğünden, tüm bacak aramı gördüğüne emindim. En sonunda ikisini de giydirdi ve ben çizmelerin fermuarlarını çekmek için bacak bacak üstüne attığımda, eteğim kıçıma kadar açıldı. Çorap baldırlarımda bittiğinden nefis bir görüntü sunuyordum. Çorabımın bittiği yerdeki danteller bacaklarımı süper sexy gösteriyordu.

Oyalana oyalana, göstere göstere, fermuarlarımı çektim ve ayağa kalktım. Aynaya doğru gidip kendime bakmaya başladım. Çocuk, “Bence çok yakıştı bu çizmeler size! İsterseniz, şu tarafta birkaç yeni model daha var!” dedi. “Bakalım!” dedim ve birlikte mağazanın arkasına doğru yürümeye başladık. Orada bana birkaç model daha gösterdi. Hepsini bacaklarımı avuçlaya avuçlaya kendisi giydirdi. Ama bunu yaparken nezaketi bırakmıyor ve bana, “Buyrun, hanımefendi, ayağınızı uzatın, size çok yakıştı!” gibi cümleler kullanarak resmi davranıyordu. En sonunda dizimin hemen altında biten deri bir çizmede karar kıldım. Son olarak ona, “Sizce nasıl oldu?” dedim. Çocuk bana arkadan yaklaşarak, “Bence nefis, isterseniz bunu mini etekle de giyersiniz, bacaklarınız çok düzgün, size çok yakışır!” dedi.

“Bacaklarımın düzgün olduğunu nerden biliyorsunuz?” dedim gözlerine bakarak. “Yeterince gördüm ve dokundum!” dedi. Bu kadar açık sözlülük beklemiyordum, etkilenmiştim. Çocuk, “Bakın göstereyim!” dedi ve arkama sertleşmiş sikini dayayarak eteğimin uçlarından kıvırmaya başladı. Aynanın karşısındaydık. Eteğimi jartiyer çorabımın bittiği dantelli yere kadar kısalttı ve “Bakın, ne muhteşem görünüyorsunuz!” dedi. Sonra, “İsterseniz çorapsız da yakışır!” dedi ve çömelerek jartiyerimi aşağı doğru çekmeye başladı. Ben o sırada, “Tamam bunu alıyorum!” dedim ve oradan uzaklaştım, kasaya yürüdüm. Çizmenin parasını ödedim. O an bu ateşli erkeğe vermeyi çok isterdim, ama bunu herkesin ortasında yapamazdım. Yeterince abartmıştık.

Çocuk, “Çizmelerin bakımı için size bir ürün önerebilir miyim?” dedi. Ve ben cevap vermeden göz kırparak, “Buyrun!” deyip mağazanın arkasındaki depoya girdi. Niyetini anlamış ve heyecanlanmıştım. Ben de ardından depoya girerken, gömleğimin bir düğmesini daha açtım. Şişkin göğüslerim meydana çıkmıştı şimdi. İçeri girerken dudağımı ıslattım ve girmemle beraber çocuk kapıyı arkamdan kapattı. Hemen eğilip çocuğun fermuarını çözdüm. Çok vaktimiz yoktu. Kocaman yarağı vardı, sömürüp yalamaya başladım. Çocuk, “Off, çok tatlısın!” diyor, saçımdan tutarak beni yönlendiriyordu. Sonra doğrulup önünde domaldım ve külodumu indirip, eteğimi yukarı çektim. Her şeyim önündeydi.

Çocuk direk amıma yumuldu, dilini amımdan içeri sokuyor, beni çıldırtıyordu. Amımı yalamayı çok uzatmadı, beni kaldırıp sırtımı bir rafa dayadı. Gömleğimi üstümden çıkarttı ve göğüslerimi mıncıklamaya başladı. O sırada ben de sağ bacağımı kaldırıp beline doladım. Göğüslerimi bırakıp bacağımı iyice kavradı ve bana yanaştı. Siki amıma denk geliyordu. Elimle sikini tutup amımın içine doğru ittirdim. İyice ıslanmış ve kayganlaşmış amıma tek hamlede girdi. Tam çığlığı basmak üzereydim ki, ağzımı diğer eliyle kapattı ve pompalamaya başladı. Çok güzel bir pozisyonda beni sikiyordu. O an iyice kendimden geçmiştim. Dün gece yaşananları unutmuş ve kendimi bulmuştum. Alışverişe gittiğim bir mağazada hiç tanımadığım bir tezgahtara kendimi sunmuştum. Daha doğrusu onu yeterince kudurtmuş ve beni sikmesi için ona fırsat tanımıştım, o da bu fırsatı nefis değerlendiriyordu. Eminim o an aklından, böyle güzel ve genç bir fıstığı nasıl götürdüğü geçiyordu.

Elini ağzımdan çekerek çorabımın içine soktu ve yırtmaya başladı. Bunu yapmasını istemezdim, ama aldığım zevkten dolayı onu durdurmadım. Çorabım, pis orospuların çorapları gibi yırtık pırtık olmuştu. Diğer çorabımı da vahşice yırttı ve beni tam bir ucuz orospu görünümüne soktu. Ve başladı amıma hızla pompalamaya. Çıldırmış gibi sikiyordu beni. Ben fazla dayanamadım ve titremeye başladım. Az sonra ben inleyerek orgazm olduğumda, o da hızlanarak içime boşalmaya başladı. Kimsenin umrunda değildi, bu gün beni siken herkes içime boşalıyordu. Boşalması bitip yarağını amımdan çektiğinde ben yere yığıldım. O ise ayaktaydı, yarağı tam ağzımın hızasına geliyordu. Boşaldığı halde yarrağı halen dimdik duruyordu. Şaşkınlığımı gizleyemeden, “Ee, boşaldın ya, daha ne istiyor bu?” dedim.

Çocuk gülümseyerek, “Götten de sikmek istiyor!” dediğinde, aslında benim canım da istiyordu. Elimi uzatıp, yarağını kavrayarak ağzıma aldım ve yalayarak iyice temizledim. Sonra çocuğu yere uzandırarak üzerine çıktım, yarağını götüme denk getirip oturdum. Sonra da üzerinde hoplamaya başladım. Hiç konuşmadan hızlı hızlı zıpladım. Sonunda çocuk götüme de patladı. O kadar bitkinleşmişti ki, ona bir öpücük kondurarak ayağa kalktım. Çoraplarım mahvolmuştu, söküp deponun bir tarafına attım. Aldığım çizmeleri giydim. Saatime baktım, ders vereceğim eve yetişmem gerekiyordu. Eteğimi düzeltip, heyecanla mağazadan fırladım. Koşturarak AVM’den çıktım ve bir taksiye atladım. Gideceğim evin adresini söyledim.

10 dakika sonra binanın önündeydim. Ama apartmana girince eteğimin ne kadar kısa olduğunu ve bacaklarımda çorap bulunmadığı aklıma geldi. Ders vereceğim eve böyle girmek uygun olmazdı ve tek çarem AVM’den aldığım yeni çoraplardı 🙂